Büyüklerimizin hikâyeleri dile gelsin
Objavljeno: 28. dec 2021. | Pogledano: 477 puta
|
Nagrađni
rad Irme Lipovac, IV4 |
Büyüklerimizin hikâyeleri dile gelsin
Benim en sevdiğim mevsim yazdır. Yaz bana çocukluğumu ve yuvayı hatırlatıyor. Çocukluğumda her
yaz dedemle ve babaannemle köyde çok güzel zamanı geçirdim. Onlar torunlarına her zaman
enteresant hikayeler anlattılar. Biz de tabiki onların hikayelerinden çok şeyları öğrendik. Sık sık nasıl
tanıştıkları hakkında konuştular. Birbirini çok seven iki genç hakkında güzel bir hikayeydi. Dedem de
bize komik bir andan bahsetti. Bir gece ninemi görmeye gittiğinde başına beklenmedik bir şey geldi.
Kapısının önüne geldi ve kapıyı çaldı. Babaannemin annesi kapıyı açmış ve o onu görünce çok şaşırmış.
O güzelce: „Zeyna ile konuşabilir miyim" sormuş. Ama babaannemin annesi ve babası izin vermemişler.
Dedem çok kızmış ve babaannemle görmek izin vermemişler için onlardan intikam almak istemiş.
Onların evlerinin dışında su içtikleri bir musluk varmış. Ve kış olduğunda, o geceleyi musluk
kapatmıyorlar, böylece su donmaz ve akmayı durduramaz. Dedem o musluğu görünce, onu kapatmaya
karar verdi. Onu kapatmış, ama bunu yaparken babaannemin annesi onu pencereden görmüş ve o
gittikten sonra dışırı çıkıp ve musluğu yine açmış. Böylece su donmadı ve onlar tekrar su içtiler. Ama
dedem kendı köye döndükten sonra anlamış o kendi musluğu açmaya unutmış ve su borude durmuş.
Yani dedem susuz kalmış. Dedemiz bunu konuşurken biz güldük, ama hepimiz onun mesajını anladık.
Büyükbabam hikaye boyunca, başımıza gelmek istemediğimiz şeyi başkalarına asla yapmamamız
gerektiğini açıkladı. Çünkü ne ekersen onu biçersin, rüzgar eken fırtına biçer gibi.
Dedem bize bu hikayeyi bir yıl anlattıktan sonra öldü. Ama amanet olarak, bize bir kutu bıraktı. O
kutunun içinde onun yazılı hikayeleri var. Onun en sevdığım hikaye dostluk hakkındadır. Benim dedem
arkadaşlarını hakkında çok güzel yazmış. O en fazla yakın arkadaşı Hüseyin hakkında yazmış. Hüseyin
fakirmış ve dedesinin çiftliğide çobanlığını yapmış. Dede Hüseyin'in çalışmalarından memnundu ve onu
hemen sevmeye başlamış. Kısa bir süre sonra en iyi arkadaşlar oldumuşlar. Bir gün dedem attan
düşmüş. Hüseyin bunu fark edip ve dedeme yarım etmiş. Yani o gün Hüseyin dedemin hayatı kurtarmış.
Bu olaydan sonra, dedem onu daha çok sevmiş. Babaannem bana bir adamın Hüseyin'i dedeminden
serveti çalmakla suçladığını söylemiş. Ama dedem buna hiç inanmadı, tabii ki. Hep "kendi arkadaşımı
en iyi ben tanıyorum’’, söylemiş. Ve bu ihanet hakkında hiç bir hikaye yazmamış çünkü bunu hiç
inanmamış. Büyükbabamın Hüseyin hakkındaki hikayelerinden sadakat en iyi insan özelliğidir
öğrendim. Umarım bir gün Hüseyin gibi bir arkadaşım olur. Çünkü büyükbabam tüm dünyaya sahip
olabilirsin ama eğer sadık arkadaşların yoksa, hiçbir şeyin yoksun, yazmış.
Onun bazı hikayeleri beni mutlu ediyor, bazıları beni üzüyor. Ama her hikayeden iyi bir mesaj alabilirim.
O yüzden büyüklerimizin hikayeleri her vakite dinlemek gerekir. Onlardan en iyi iyilik, sadakatlık ve
insanlar sevmeyi hakkında öğrenebiliriz. Bilmek gerekir ki tüm iyiliklerin ve olumsuzlukların temeli
insan ruhunda saklıdır. Dedemlerin hikayelerden ‘’ iyilik içinde yaşamak, her zaman mutluluk olmak
istiyorsak ilk önce kendi attığımız adımlara dikkat etmeliyiz. Dünyayı yaşanabilir bir yapmak için
insanlara dikenlerle değil güller ile yaklaşmalıyız.Böylece insan olmak, çok daha anlamlı, çok daha
erdemli bir hale gelecektir’’ öğrendim.
Babaannem bir gün bana ‘’deden insanlara yardım etmeyi çok sevmiş’’ söyledi. Ben ‘’dedem şunu
hakkında neden hiç bir şey hikayelerinde yazmamış’’, sördüm. Ve babaannem beni açıkladı. Yapılan
iyiliğin en güzeli ve en değerlisi karşılıksız ve gizli şekilde yapılan iyiliklerdir. Çünkü bir insan iyilik
yaparken bunu çıkar gözeterek yaparsa yaptığı iyiliğin hiçbir anlamı kalmaz. Hatta bu davranış karşılık
beklendiği taktirde iyilik olmaktan çıkacaktır. Bu sebeple insan iyilik yaparken bunun sonunu ve yaptığı
iyiliğin karşılığında elde edeceklerini hiçbir zaman düşünmemelidir.
Dedemin hikayelerini çok seviyorum. Bu hikayeler bana nezaket ve sevgiyi öğretiyor. Keşke tüm
insanlar ailelerindeki büyükların hikayelerini dinlese. Çünkü en çok bu hikayelerden hayatın güzelliği
hakkında öğreniyoruz. O yüzden büyüklerimizin hikâyeleri dile gelsin.'
Irma Lipovac
JU Druga gimnazija Mostar
|